Bilimin Birikimli İlerlemesi

Bilim yapmak geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemlidir. Bu hem fen bilimleri hem sağlık bilimleri hem de sosyal bilimler için geçerlidir. Sosyal bilimleri ele alacak olursak acaba bilimin neresindeyiz, yaptıklarımızın öncekinden farkı nedir gibi soruların zihnimizde zuhur olması ve vuku bulması gerekir. Ancak gelinen nokta ne yazık ki bunu göstermemektedir.

Unvan, aşama için birbirini tekrarı olan araştırmalar, uzmanı olmayan kişinin farklı alanla ilgili yüzeysel, basit olmanın ötesine geçerek deneme şeklinde olan -makale, yani bilimsel demeye bile dilimin varmadığı- yazılar başını alıp gidiyor. Herkesin şikâyet ettiği ama kimsenin cesaret edemediği ve bundan dolayı sustuğu bu hazin, bir lağımı andıran yazı örnekleri birilerini rahatsız etmeli ve bazı uyarıların kurulca verilmesi beklenmelidir. Aksi taktirde bu durum bir kar topu gibi yuvarlanarak büyüyüp devam edecektir.

Bu ise bilime yakışmayan, mal edilemeyen, mal edilmesi bile düşünülmeyen yani mümkün olmayan bir durumdur. Dolayısıyla bilimle ilgili uğraşlar içerisinde olan herkesin bulunduğu yerde bir nebze de olsa bu konu da duyarlı olması, belki bilim adına, gelecek adına bir umut olacaktır, belki de birilerine umut verecektir.

Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı neden ve niçin bir bilim dalıdır? Eğer Sosyal Bilimler Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı bir bilim dalıysa bunu bilim dalı yapan özellikler nelerdir? Bu özellikler bağlamında bilim yapılıyor mu ve gerçekten Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı hak ettiği değere sahip mi? Nazarımca diğer genç sosyal bilim dalı olan alanlar gibi Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı da bir bilim dalıdır, ancak bu bilim dalının fonsiyonu ve bu alanda araştırma yapan bazı bilim insanları bir “çalıkuşu” mesalidir.

Eski Türk edebiyatı alanında uzman, doktor ve daha üst aşamalarda olanın çocuk edebiyatı alanında, yabancılara Türkçe eğitimi-öğretimi alanında eser vermesi gibi…Bir eğitimcinin elbette birçok alanla ilgili bilgisinin olması gereklidir. Ancak bu, şu anlama gelmemelidir; doktorasını bitirmiş kişi her alanla ilgilenebilir ve her alanda eser verebilir. Bu yüzden bilimde diğer bilim dallarından yararlanmak gerekir ve bu yapılmadığı taktirde bilim eksik kalır, lakin bu, diğer alanlardaki herkesin Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda çalışması ya da bu alanda eser vermesi anlamına gelmemeli ve buna müsaade edilmemelidir.

Bugün diğer birçok alanda olduğu gibi Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda da birbirinin aynısı olan araştırmalar, alana bir katkı yapmaktan ziyade aşama, unvan için yazıldığı başlığından hemen fark edildiği sözde bilimsel araştırmalar/yazılar birbirini kovalar derecededir. Bu, gelecek neslin eğitim-öğretimi, kaliteli bir öğretmenden/akademisyenden eğitim alma açısından hazinli bir tablodur.

Ne yazık ki bu, Türkiye’deki her bilim dalı için geçerlidir, yalnızca Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı için değil…

 

Eklenme Tarihi: 08 Nisan 2017 – Son Güncelleme Tarihi: 08 Nisan 2017 23:26

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Siverek'te 'Yeni Türkiye Ekseninde Ortadoğu' Semineri

Siverek ilçesinde, Şanlıurfa Ekonomi Kulübü tarafından “Yeni Türkiye Ekseninde Ortadoğu” konulu seminer düzenlendi. Yenişehir Mahallesi’ndeki Eyüp Cenap Gülpınar Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen seminere, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Seminerde ilk olarak Birinci Dünya Savaşında yaşanan ekonomik gelişmeler ile çok partili dönemde Türkiye’nin […]

Benzer Haberler