Torpil Olsa da, Olmasa da…

Siverek’te toplum yararına çalışma programı kapsamında çalışacaklar belirlendi. Yeni iş yaşamlarında başarılar diliyorum.

Bölgemiz işsizliğin yoğun olduğu ve genç nüfusun hakim olduğu bir bölge. İş- Kur’un yaptığı çalışma programı sadece yarayı pansuman edecek çarelerdir.

Asıl sorun Organize sanayi bölgesinin bir an önce hayata geçirilmesidir. Bölgemizde bir insan çalışıp 7 veya sekiz kişiye bakmak zorunda kalıyor. Ekmek meselesi zor bir meseledir. Kimi bir işe yerleşmese elbet isyan edecek, haykıracak torpil var diyecek. Bölgemizin kaderi olmuş işsizlik, adamın elinden isyan etmekten başka ne gelir.

Aradan yıllar geçse de işsizliği en aza indirecek köklü çözümler olmadıkça, geçici bir iş imkânı için bile bir birimizi kırmaya torpil var demeye devam edeceğiz. Dedim ya feryadımızın sebebi bir lokma ekmek. Nice babalar var çocuğuna bir ayakkabı bırakın ayakkabıyı bir kalem alamayacak durumda olan babaları biliyorum. Sanayi toplumu olmadığımız sürece, Tarımsal alanlarda üretimi artırmadığımız sürece feryadımız devam edecek.

Üç yıl önce yazdığım bir iş kur yazısına baktım değişen hiçbir şey olmamış. Sadece Başbakanımız Cumhurbaşkanımız olmuş. Bedolar halen bir lokma ekmek peşinde. Diyelim torpil oldu kime oldu yine bu memleketin insanlarına değil mi?. Sorun Bedo’ları iş ve ekmek sahibi olabilme sorunudur. Meseleye bireysel değil toplumsal bakmakta yarar var. Biliyorum acı çeken birine ne deseniz faydasız. Ama biz yinede üç beş kelam yazmak istedik.

BEDO’NUN GÖZYAŞLARI

Asıl adı bende saklı, ben ona namuslu bir yüreğe sahip çok sevdiğim, bir iş kazasında bir lokma ekmek uğruna, yaşamını yitiren iki çocuğu yetim, eşini dul bırakan arkadaşım Bedrettin (BEDO) nun adını verdim.

Onunda hikâyesi bir lokma ekmek ve çocuklarının yüzüne bir gülümsemeyi bırakma hikâyesiydi.
Malumunuz birkaç yıldır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş – Kur Kurumu, toplum yararına çalışma programları kapsamında 9 ay süreyle işçi alımı yapıyor. Siverek’te iş için başvuru yapıldığı sırada yaşanan olayları birçoğunuz basından izlemişsiniz.

O gün Bedo yaz yedi. Gözleri yaşarmıştı. Ağlamıyordu, bir lokma ekmek uğruna, çocuklarına okul kıyafeti alabilsin, umuduyla gazdan nasibini almasına rağmen belki işim olur umuduyla gaza inat gülümsüyordu.

-Bedo dün ağlıyordu…

Noter huzurunda çekilen kurada yaşlısı genci kısacası işsizler ordusunun neferleri, çeyiz hazırlığı yapan genç kızlar, 9 aylık işim var, belki bana kız verirle umuduyla bekleyen genç erkekler ve Bedo gibi çocuklarına akşam bir lokma ekmek götürenlerin umudunun kırıldığı ve Bedo’nunda gözyaşlarının aktığı andı.

Toplum yararına çalışma programının asıl amacı; geçicide olsa işsizlik rakamlarını aza indirmektir. Yani yarayı tedavi etme yerine geçici pansumanlarla kanamayı durdurmaktır.

Bana sorsanız bende sizin gibi derim” hiç yoktan iyidir, yetmez ama olsun”

Olsun keşke daha çok olsun, ülkemizde ve bölgemizde kanayan işsizlik yarasını tamamıyla tedavi edip kanamayı durdurabilseydik.

Olmuyor!

Bir türlü kanayan işsizlik yarası tedavi edilemiyor. Buna Rağmen Sayın Başbakanımız” üç yetmez dört olsun” diyor.
Diyor demesine, bölgede 600 kişilik iş başvurularına sayıları on binleri bulan vatandaşlar rağbet ediyordu.
Devletin Kaymakamı Mikrofonu eline alıp, umutla bekleyenlere Şunu söylüyordu” arkadaşlar imkânımız olsaydı hepiniz işe girseydiniz, başvurular çok fazla, isimlerinizi kura ile belirleyeceğiz, ismi kurada çıkmayanlar hiç kimseyi devreye bırakmasın”

Kibarcası şuydu anlatılanların” kimse torpil için siyasilere, etkili isimlere gitmesin herkes hakkına razı olsun.
Torpil olmayacağını öğrenenler “Allah razı olsun” diyordu. Eskiden siyasiler kadrolu işler için devreye sokulurdu. Kimse 9 aylık geçici bir iş için siyasilerin kapısını çalmıyordu, milletvekillerini ısrarla aramıyordu.

Buda gösteriyor ki; bu ülkenin aş ve iş sorunu en büyük sorun haline gelmiş.

Bedo hakkına razıydı ama çocuklara verdiği sözü vardı. Kura çekilişini sonuna kadar takip edemedim.
Daha sonra Bedo, gelip beni buldu. Bedo’nu gözlerindeki kızarıklık, gaz yediği günden daha fazlaydı. Bedo yanıma gelmeden önce belli ki ağlamıştı.

İsmin çıkmadı diye üzülme kendini harap etme. Bedo sanki ağlamak için bu cümlelerimi bekliyordu. İnsanı insanlığından utandıran bir iç çekişle konuşmaya başladı; “Şükrü abim sen babasın, beni ancak sen iyi anlarsın. Çocuklarım olmasaydı?…”

Sustu ölüm sessizliği düştü aramıza, üşüdüm, titredi bedenim ve o anda bakmakla yükümlü olduğum benden ekmek bekleyen insanlar geldi aklıma, sonra uzun yıllar işsiz kalışım!..

Bedo, sağ eliyle gözüne bir silme işlemi yaptıktan sonra anlatmaya başladığını, “ya abim çocuk okula gidiyordu kıyafeti ve çantayı borç aldım. Adama İş-Kur işine girdiğimin ilk ayında paranı getiririm dedim, oğluma bu kış bir bot alacağıma dair söz verdim. Kurada ismim çıkmayınca oğlum aklıma düştü ve ağlamaya başladım inan ki bende bilmiyorum niye ağladığıma?”

Ben iyi biliyordum Bedo’nun niye ağladığını…

Barış ve huzurun hâkim olduğu bu coğrafyada, kim bilir kaç Bedo bir lokma ekmek uğruna ağlayacak kuytu bir köşede ve gözyaşlarını hep sır olarak saklayacak baba yüreklerinde.

Hiçbir babanın ve çocuğun ağlamaması, barış ve huzurun iş ve aşa dönüşmesi dileğiyle…

sukru-dolas-arka-plan-kopya

 

Eklenme Tarihi: 08 Ekim 2016 – Son Güncelleme Tarihi: 08 Ekim 2016 20:14

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

"Fotoğraf Çekimi" konulu seminer

Siverek Fotoğraf Sanatçıları Derneği (SİVSAD) tarafından “Fotoğraf Çekimi” konulu seminer düzenlendi. Yenişehir Mahallesindeki Eyüp Cenap Gülpınar Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen seminerde fotoğrafçı Galip Çetiner ile Ercin Güzin Gülfidan, fotoğraf çekimiyle ilgili katılımcılara bilgi verdi. SİVSAD Başkanı Mustafa Veysel Gülpınar, yaptığı konuşmada, fotoğraf sanatını herkese sevdirmeye çalıştıklarını söyledi. Derneğin çalışmalarını anlatan Gülpınar, […]

Benzer Haberler